SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

HARAC – İMARA – FEY’ BAHSİ

<< 2941 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ حَدَّثَنِي مَالِكٌ عَنْ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ أَنَّ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا أَخْبَرَتْهُ عَنْ بَيْعَةِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ النِّسَاءَ قَالَتْ مَا مَسَّ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَدَ امْرَأَةٍ قَطُّ إِلَّا أَنْ يَأْخُذَ عَلَيْهَا فَإِذَا أَخَذَ عَلَيْهَا فَأَعْطَتْهُ قَالَ اذْهَبِي فَقَدْ بَايَعْتُكِ

 

Urve (r.a.)'den demiştir ki: Hz. Aişe, Rasûlullah'ın kadınlarla biatleşmesını şöyle anlatmıştır:

 

Rasûlullah (S.A.V.) (biatleşirken) hiçbir kadın'ın eline dokunmadı. Ancak herbir kadın'dan (biati sözle) aldı. Bir kadın'dan (sözü) aldı da kadın da (söz) verdi mi

 

“Git! senin biatini aldım" buyururdu.

 

 

İzah:

Buhârî, talak, şurût, tefsir, ahkam; Müslim imâre; İbn Mâce, Cihad; Ahmed b. Hanbel, VI-114, 270, 365.

 

Kadınların Hz. Peygambere vermiş oldukları bu sözün neleri ihtiva ettiği Müslümin Sahihinde şu manâya gelen cümlelerle anlatılmaktadır. "Mü'min kadınlar Rasûlullah (S.A.V.)'e hicret ettikleri vakit Aziz ve Celil olan Allah'ın:

 

"Ey Nebi ! Sana mü'min kadınlar Allah'a hiç bir şeyi ortak koş­mayacaklarına, zina etmeyeceklerine dair beyat etmeye gelirlerse"[Mümtehine 12] âyetin-deki esaslara göre kendilerinden söz alınırdı."[Müslim, imare]

 

Müslim'in bu hadisinden anlaşılıyor ki: Kadınların, Hz. pey-gamber'e ettikleri biat Allah'a şirk koşmamak, hırsızlık yapmamak ve zi­na etmemek, çocukları öldürmemek, iftira etmemek ve Hz. Nebi’e hiç bir ma'rufta isyan etmemek gibi hususları ihtiva etmektedir. Çünkü sözü geçen Mümtehine sûresinin 12. nci âyetinde kadınların bu şekilde biat etmeleri em-redilmektedir.

 

"Devlet başkanına, itaat etmek üzere söz vermek" anlamına gelen biat uygulamasının ilk örneğini Hz. Peygamber'in hayatında görebiliyoruz. Hz. Peygambere yapılan biatler, ona ve İslamın emirlerine bağlanmayı ihtiva edi­yordu. Bu bakımdan ashabın biatleri Hz. Peygamberi devlet başkanlığına getirmek anlamını taşımıyordu. Ancak onun peygamberliği aynı zamanda devlet başkanı olmasının da gereğiydi. Dolayısıyle ona biat, hem Peygam­ber olarak yapacağı tebliğlere inanmak, hem de devlet başkanı olarak vere­ceği emirlere itaat etmeye söz vermek anlamlarını birlikte ifâde ediyordu.

 

Hem devlet başkanlığı için başa getirmek ve hem de itaatte bulunmak üzere yapılan biat ise; ilk olarak Hz. Ebû Bekir (r.a.)'in halifeliğe getirilme­si ile gerçekleşmiştir.[Eryarsoy Beşir, İslamda devlet  yapısı 175.]

 

Ancak bir önceki hadisin şerhinde de açıkladığımız gibi biatin üç mer­halesi bulunduğunu unutmamak lazımdır.

 

Bazı ilim adamları, hadisteki biat kelimesine bakarak bu hadisin kadın­ların seçme hakkına sahip olduğuna delâlet ettiğini söylemişlerdir.

 

Bu görüşte olan ulemaya göre, "Rasûlullah (S.A.V.) kadınlara biat ettiği gibi bizimle de biat etmiştir..."[Buhârî,  Hayatü’s-Sahabe] mealindeki hadis-i şerifte kadınların erkek­ler gibi seçme hakkına sahip olduklarına delalet eder.

 

Nebi s.a.v.’in ashabıyla yapmış olduğu biatlerin nübüvvet üzerine değil, siyasî nitelikli olduğunu anlatan bir hususta onun çocuklarla biat etmemesidir. Zira sahih olarak rivayet edilmiştir ki:

 

Buluğa ermemiş çocuklar ya kendileri veya ebeveynleri vasıtasıyla biat istemişler. Fakat Rasûlullah (S.A.V.) biat etmemiştir.[2942 numaralı hadis.] İşte kadının biati onun seçme hakkına sahip olduğunu gösterir.[Topaloğlu Bekir, İslam'da kadın 247.]